Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fariba'ya

Nasıl bir tekdüzeliğin içerisine, düzen diyerek ittiler böyle seni ? Nasıl bir çıkmazın köşesine gözlerini öylece bağlayıp bıraktılar ? Ağzında ipek bir mendil, saçlarında haftaların verdiği bozulmuşluk, nasıl beklettiler seni gecelerce soğuklarda ? Ne ağlamalarının sesi deliyor gökyüzünü ne çığlıklarından titreyen camlar patlıyor gözlerinden dışarıya şimdi... Zaten patlasaydı, rahatlardın. O patlayamamışlık, dağılamamışlık parçalamış yüzünü belli ki... Kaç haksızlığa sustun sen mesela ? Susmaktan ziyade, kaç kez haksız olduklarını bile bile seni susturmalarına karşı koyamadan kalakaldın olduğun yerde ? Çok kez, kan bağım. Çok kez... Çok kez tırmaladılar ruhunu. Ben birşey yapamadım. Çok uzak tuttular, dokunamadım... Çok kez kanadı kolların. Çok kez ilaç tutmadı damarların. İçine attığını sandığın her şeyi boğazına attığından, çok kez tıkandı nefes alıp verişlerin. Öyle ki, sen bile göğsünü saran o hırıltıyı hissedemedin. Böyle hissedemeyip bilinç kaybedişlerine zamanla bir