Nâdiratlar Çerçevesi
Hayatımızın kısım kısım sızlayışını benimsemiş raflarımız vardır. O raflara ömrümüzden tane tane hatıralar serpiştiririz. Tozlanacağı tutar, elimizde bez, toz kondukça temizlemek için nöbet tutarız. Eskir, yeniden kaplatırız. Kabukları atar rafın, onarmaya girişiriz. Oysa ne eksik yanları vardır o küçücük rafın. Onca uğraşınıza rağmen o çizgiyi bir türlü dolduramayışınız. Günlerce hatta aylarca o rafa, bir milim ilerleme kaydetmek adına, yerleştirmek için tek hatıra ararsınız. Tek anı. Bu rafa sonsuzluğu kazandıracak tek zaman zarfı. Ama yok, bulamazsınız ve bulamayacaksınız. Yaşamadınız ve yaşayamayacaksınız. O raf hep boş mu kalacak ? Oraya hiç kahveden başka renk bırakmayacak mısınız ? Zorluyorsunuz hafızanızı, kendinizi, prensiplerinizi. Nadiratlarınızı biriktirdiğiniz bir çerçeveye yanaşıyorsunuz. En uçsuz, en sıcak ama en huzurlu hissettiğiniz birimleri dizmişsiniz o çerçeveye ya da zamana ait bir çizelgeye işte. Elleriniz santim santim geziyor her karenin üzerinde. İnce...