Cam Kenarı
Hepimizin sığındığı yerler vardır. Küçükken hele... Nasıl da güvende hissederdik kendimizi oralarda. Biz büyüdükçe ve zaman artık bize pek de sevimli olmayan yüzünü göstermeye başladıkça bir bir değişirdi sığınaklarımız. Günden güne farklılaşırdı. Kimi bir parkı tercih ederdi afyon diye, kimi bir otoyolu. Bazılarımız da bir cam kenarını. Ben, cam kenarını tercih edenlerdendim. Birkaç patırdı duydum mu sinerdim yatağımın en ucuna, kaldırır kafamı gökyüzünü izlerdim. Yazlık ve kışlık olmak üzere yılda 2 defa odamın düzeni değişirdi. Pencereye yakın olamadığım zamanlarda kendim, yatağımı ite ite yerleştirirdim duvarın en dibine. Ne kadar dipte olursa, hatta ne kadar kaldırmaya uğraşırsam kafamı sanki o kadar iyi olacaktı her şey. Sanki o kadar mavi. Ve ben ne kadar düşersem oradan yansıyan ışık kaldıracaktı beni. O hisler içerisinde gecelerce uyuyabilecektim. Benim düşüncelerimden ziyade orayı özel kılan başka birçok sebep vardı. Mesela tüm iç çekişler hep bir cam kenarında ge...