Pulsuz Mektup

Uzunca bir süre anlamayacaksın beni. Çok uzun bir süre...

Bıktığın,  Sinirlenip öfkelendiğin, içinden fütursuzca bağırıp, yüreğinin kararmış ve kimsesiz odalarındaki  çerçeveleri bir bir parçaladığın anlar yaşayacaksın. 

Uzunca bir süre, kendi sınırlarını zorlamanı izleyeceğim belki.

Uzunca, çok uzunca bir süre, anlamayacaksın beni.

Bir ses belki sadece istediğin. Birkaç bahar kokulu, renkli, seni hayal dünyan ile baş başa bırakacak cümle. 

Fakat azîzim,
ben, her insanın ancak bir defa o muazzam bahar kokusunu duyabileceğine inananlardanım.

O bir anlık koku için tüm dünyayı bir kenara bırakıp, o kokuyu biraz daha derinlerde dinleyebilmek umudu için, tüm bu bekleyişler, değişmeye teslimiyetimiz ile beraber tamamen  açık olma çabalarımız ve acı içinde kıvranacağımız vakitler bizi yıpratmayacaktır. 

Ben, geride 2 gün, belki 2 ay sürecek birkaç anının kırıntısını bırakmaktansa, uzunca anlaşılmayı beklediğim süre zarfından hemen sonra başlayacak olan bahar kokulu yılların tercihindeyim.

Ve ben, hayatımız boyunca, bir defalığa mahsus  - belki devamlı belki kısıtlı- duyabileceğimiz o güneşli, serin bahar sabahı kokusuna, hiç meşakkatsiz varmayı istemeyeceğimden eminim...

Ve yine, bu uğurda yaşanacak zorluklar, bu günün umudu ile kolayca atlatılabilecek tümseklerdir, belki sırf o gün geldiğinde tüm benliğimiz ile en ince ayrıntısına kadar heyecanla karşılayabilmek için. 

Bekledikçe artan  bir his ile kaplanacak belki tüm kişiliğimiz. Belki biraz yalnızlaşmak, çok daha iyidir azîzim...

Biraz suskunlaşmak. Gözlerini, etrafta fitne arayanların haksız çıkması uğruna hep biraz daha kısarak dolaşmak. Ve hep daha çok düşünmek... belki de hepsi bizi bekleyen meşakkatli bir yolun sonunda, gökyüzü ile mavi denizlerin birleştiği bir nokta üzerinde bekleyen bir gemi içindir. O gemiden geriye el sallayabilmek umudu için...

O gemiye belki beraber, belki yalnız bineceğiz bu yol sonunda. Ama şunu katîyyen unutma ki, şuan uzakta kalmak belki de anlatılmak istenen şeylerin görülmesi uğruna tamamen farklı bir açıdan bakmana yardımcı olacaktır. Sadece izlemelisin. Neler yaptığımızı. Neler okuduğumuzu, neleri düşünüp neler için üzüldüğümüzü...

Direk söylenen, yüzüne karşı kurulan ustaca tasarlanmış cümleler, kısa bir süre sonra içinde sonsuz kaybolacağın karanlık ve tiksinti veren kalabalık bir boşluğa dönüşecektir, uzunca ve tefekkür ile beklenen bir anlaşılma süresinden sonra oluşacak zırhlı bir yapıya bürünmek olasılığı varken.

Vakit geldi azîzim...
Çanlar çalıyor tepemizde...

Şimdi, belki sonsuz bir bahar kokusunu vehmeden günlerin gelmesi umudu için savaşıp - belki kazanılacak belki kaybedilecek - bir büyü ile zırhlı bir yapıya bürünmek mi, 
kısa bir süre uğruna tüm büyüleri bozup, o kokuyu alelade bir koku gibi hissetmek için basitleşmek mi tercihin ? 

Vesselam... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dokuzun Öyküsü

Salt Bilmek Anatomisi

Şâd